Hazerfen ve Lagari / Planör ve Roketin Mucitleri

Eskiden beri tekrarlayip durdugumuz bir söz vardir: “Batililar bu teknolojiyi bizden almislar!” Fakat onlarin “bizden” alip da “kendilerine” mâl ettikleri bu “kesif”lerin neler oldugunu kendimiz de bilmeyiz. Osmanli Türklerinin yaptiklari çok büyük kesiflere bu yavuz medeniyet hirsizlarinin daha dün ulastigini bilmeyen uyurgezerler, kendi geçmislerinden tamamen bihaber olduklari için kendi atalarini küçümser, hatta onlarin “kesif”lerinin basit seyler oldugunu zannedip bu gibi sözlerle alay bile ederler! Halbuki Avrupa'daki “mucit” kilikli soytarilar daha yerde yürümeyi dahi bilmezken, Hezarfen Ahmet Çelebi 17. yüzyilda kesfettigi ilk “planör”le gökyüzünde kanat çirpiyor; Lagari Hasan Çelebi ise yine ayni asirda, Dördüncü Murat'in huzurunda “fiseg-i kebîr”ini ihtisamla atesleyip, kesfettigi ilk “insanli füze” ile gögün doruklarinda mesafeler kat ediyordu.