9786057200938
452289
https://www.merkezkitabevi.com/sen-suclarin-hesabini-tutsan
Sen Suçların Hesabını Tutsan
105.56
Prizmatik bir roman Sen Suçların Hesabını Tutsan. Romanya'daki işi için oğlunu geride bırakan bir annenin oğlunun üstünde bıraktığı silinmez izleri konu ediniyor. Ansızın gelen bir haberler Romanya'ya doğru bir yolculuğa çıkan Lorenzo, annesiyle olan geçmişine dair ikinci bir yolculuğa çıkar. Andrea Bajani, büyük bir övgüye mazhar olan bu kitabında, bugünün Avrupa'sının ve Batı Uygarlığının yabancılaştırıcı maskeleri arasında, ayrılığın, duygusal eğitimin, karşılıksız sevginin parçalanmış yanılsamalarının izlerini sürüyor.
Ne Dediler:
“Hem güzel hem orijinal hem de insanı en derininden yakalıyor.” Michael Cunningham
“Bir kar fırtınasının sessiz telaşı ile yağan bir kitap.” Jhumpa Lahiri
“Her arayış insanın kendisinin arayışıdır. Bajani'nin kitabında oğul kayıp annesini arıyor; ve arayışına Batının açgözlü ve bencil güçleri eşlik ediyor. Bajani bilge, lirik, estetik bir şekilde oluşturulmuş bu romanıyla uzun süre okurların hafızalarına kazınacak. Ben elimden bırakamadım.” Alberto Manguel
“Borgesçi bir kısalık ve aynı zamanda büyük bir yoğunluk. Nadir güzellikteki bir kitap”. Enrique Vila-Matas
“Bu şekilde bir yazı beni mutlu ediyor, beni rahatlatıyor; çünkü bu biçim direnişin ta kendisi.” Antonio Tabucchi
“Canınızı acıtan ama sevdiğiniz birisi öldüğünde ne olur? Bu kitabın sorusu bu. Yabancılaşmış bir anne oğul ilişkisi en güzel şekilde resmediliyor. Anne kimdi, söylenmemiş ne kaldı, bu figürdeki gizemler çözüldü mü? Anneden oğula ne kaldı? Tüm bu soruların etrafında örülmüş gizemli bir roman.” Nick Flynn
“Kısa, stoacı ve gerçekçi bir roman; çaresizlik ve sevgi arasında dokunan, kayıp anneye yönelen bir halüsinasyon. Unutulmaz bir kitap bu. Yazarın parça parça şafağı söküşünü izliyoruz.” Mircea Cartarescu
“Büyük bir lütuf ve sakinlikle yazılmış Sen Suçların Hesabını Tutsan. Kayıpla, annenin kaybıyla uğraşıyor. Her imge ve an keskin bir gerçeklik hissi ile yoğrulmuş. Geçmiş ve şimdi arasındaki bağ yetenekli bir şekilde dramatize ediliyor. Nihayetinde hiçbir şey kaybolmamış, her şey kayda geçmiş oluyor.” Colm Tóibín
“İtalya'nın en büyük yazarlarından birisi Bajani. Bu kitap bir mücevher; onu okuyup bitirdiğinizde kalp hizanızda tutacaksınız.” Andrew Sean Greer
Arka Kapaktan:
Evden ayrılmaların daha ben küçükken başladı. İlkinde, hayatlarını başka bir yerde yeni baştan kurmayı seçen arkadaşlarını ziyarete gitmiştin. Bir gece önce benim için bir kâğıda dünyayı çizmiş ve bana tam olarak nereye gideceğini göstermiştin. Bana Biz buradayız ve yarın ben bu aşağıdaki noktada olacağım, demiştin. Eline kırmızı bir kalem alıp bizim evden o noktaya uzanan bir çizgi çekmiştin. Bu bir köprü olsun, yarın da benim nehrin karşı yakasına geçeceğimi düşün, demiştin. Bu yüzden köprünün altındaki her yeri maviye boyamış, Avrupa'yı tamamen sular altında bırakmıştık. Sonra da o kâğıdı bir bantla buzdolabının kapısına asmıştık ve o kâğıt orada yıllarca kalmıştı...
Ne Dediler:
“Hem güzel hem orijinal hem de insanı en derininden yakalıyor.” Michael Cunningham
“Bir kar fırtınasının sessiz telaşı ile yağan bir kitap.” Jhumpa Lahiri
“Her arayış insanın kendisinin arayışıdır. Bajani'nin kitabında oğul kayıp annesini arıyor; ve arayışına Batının açgözlü ve bencil güçleri eşlik ediyor. Bajani bilge, lirik, estetik bir şekilde oluşturulmuş bu romanıyla uzun süre okurların hafızalarına kazınacak. Ben elimden bırakamadım.” Alberto Manguel
“Borgesçi bir kısalık ve aynı zamanda büyük bir yoğunluk. Nadir güzellikteki bir kitap”. Enrique Vila-Matas
“Bu şekilde bir yazı beni mutlu ediyor, beni rahatlatıyor; çünkü bu biçim direnişin ta kendisi.” Antonio Tabucchi
“Canınızı acıtan ama sevdiğiniz birisi öldüğünde ne olur? Bu kitabın sorusu bu. Yabancılaşmış bir anne oğul ilişkisi en güzel şekilde resmediliyor. Anne kimdi, söylenmemiş ne kaldı, bu figürdeki gizemler çözüldü mü? Anneden oğula ne kaldı? Tüm bu soruların etrafında örülmüş gizemli bir roman.” Nick Flynn
“Kısa, stoacı ve gerçekçi bir roman; çaresizlik ve sevgi arasında dokunan, kayıp anneye yönelen bir halüsinasyon. Unutulmaz bir kitap bu. Yazarın parça parça şafağı söküşünü izliyoruz.” Mircea Cartarescu
“Büyük bir lütuf ve sakinlikle yazılmış Sen Suçların Hesabını Tutsan. Kayıpla, annenin kaybıyla uğraşıyor. Her imge ve an keskin bir gerçeklik hissi ile yoğrulmuş. Geçmiş ve şimdi arasındaki bağ yetenekli bir şekilde dramatize ediliyor. Nihayetinde hiçbir şey kaybolmamış, her şey kayda geçmiş oluyor.” Colm Tóibín
“İtalya'nın en büyük yazarlarından birisi Bajani. Bu kitap bir mücevher; onu okuyup bitirdiğinizde kalp hizanızda tutacaksınız.” Andrew Sean Greer
Arka Kapaktan:
Evden ayrılmaların daha ben küçükken başladı. İlkinde, hayatlarını başka bir yerde yeni baştan kurmayı seçen arkadaşlarını ziyarete gitmiştin. Bir gece önce benim için bir kâğıda dünyayı çizmiş ve bana tam olarak nereye gideceğini göstermiştin. Bana Biz buradayız ve yarın ben bu aşağıdaki noktada olacağım, demiştin. Eline kırmızı bir kalem alıp bizim evden o noktaya uzanan bir çizgi çekmiştin. Bu bir köprü olsun, yarın da benim nehrin karşı yakasına geçeceğimi düşün, demiştin. Bu yüzden köprünün altındaki her yeri maviye boyamış, Avrupa'yı tamamen sular altında bırakmıştık. Sonra da o kâğıdı bir bantla buzdolabının kapısına asmıştık ve o kâğıt orada yıllarca kalmıştı...
Prizmatik bir roman Sen Suçların Hesabını Tutsan. Romanya'daki işi için oğlunu geride bırakan bir annenin oğlunun üstünde bıraktığı silinmez izleri konu ediniyor. Ansızın gelen bir haberler Romanya'ya doğru bir yolculuğa çıkan Lorenzo, annesiyle olan geçmişine dair ikinci bir yolculuğa çıkar. Andrea Bajani, büyük bir övgüye mazhar olan bu kitabında, bugünün Avrupa'sının ve Batı Uygarlığının yabancılaştırıcı maskeleri arasında, ayrılığın, duygusal eğitimin, karşılıksız sevginin parçalanmış yanılsamalarının izlerini sürüyor.
Ne Dediler:
“Hem güzel hem orijinal hem de insanı en derininden yakalıyor.” Michael Cunningham
“Bir kar fırtınasının sessiz telaşı ile yağan bir kitap.” Jhumpa Lahiri
“Her arayış insanın kendisinin arayışıdır. Bajani'nin kitabında oğul kayıp annesini arıyor; ve arayışına Batının açgözlü ve bencil güçleri eşlik ediyor. Bajani bilge, lirik, estetik bir şekilde oluşturulmuş bu romanıyla uzun süre okurların hafızalarına kazınacak. Ben elimden bırakamadım.” Alberto Manguel
“Borgesçi bir kısalık ve aynı zamanda büyük bir yoğunluk. Nadir güzellikteki bir kitap”. Enrique Vila-Matas
“Bu şekilde bir yazı beni mutlu ediyor, beni rahatlatıyor; çünkü bu biçim direnişin ta kendisi.” Antonio Tabucchi
“Canınızı acıtan ama sevdiğiniz birisi öldüğünde ne olur? Bu kitabın sorusu bu. Yabancılaşmış bir anne oğul ilişkisi en güzel şekilde resmediliyor. Anne kimdi, söylenmemiş ne kaldı, bu figürdeki gizemler çözüldü mü? Anneden oğula ne kaldı? Tüm bu soruların etrafında örülmüş gizemli bir roman.” Nick Flynn
“Kısa, stoacı ve gerçekçi bir roman; çaresizlik ve sevgi arasında dokunan, kayıp anneye yönelen bir halüsinasyon. Unutulmaz bir kitap bu. Yazarın parça parça şafağı söküşünü izliyoruz.” Mircea Cartarescu
“Büyük bir lütuf ve sakinlikle yazılmış Sen Suçların Hesabını Tutsan. Kayıpla, annenin kaybıyla uğraşıyor. Her imge ve an keskin bir gerçeklik hissi ile yoğrulmuş. Geçmiş ve şimdi arasındaki bağ yetenekli bir şekilde dramatize ediliyor. Nihayetinde hiçbir şey kaybolmamış, her şey kayda geçmiş oluyor.” Colm Tóibín
“İtalya'nın en büyük yazarlarından birisi Bajani. Bu kitap bir mücevher; onu okuyup bitirdiğinizde kalp hizanızda tutacaksınız.” Andrew Sean Greer
Arka Kapaktan:
Evden ayrılmaların daha ben küçükken başladı. İlkinde, hayatlarını başka bir yerde yeni baştan kurmayı seçen arkadaşlarını ziyarete gitmiştin. Bir gece önce benim için bir kâğıda dünyayı çizmiş ve bana tam olarak nereye gideceğini göstermiştin. Bana Biz buradayız ve yarın ben bu aşağıdaki noktada olacağım, demiştin. Eline kırmızı bir kalem alıp bizim evden o noktaya uzanan bir çizgi çekmiştin. Bu bir köprü olsun, yarın da benim nehrin karşı yakasına geçeceğimi düşün, demiştin. Bu yüzden köprünün altındaki her yeri maviye boyamış, Avrupa'yı tamamen sular altında bırakmıştık. Sonra da o kâğıdı bir bantla buzdolabının kapısına asmıştık ve o kâğıt orada yıllarca kalmıştı...
Ne Dediler:
“Hem güzel hem orijinal hem de insanı en derininden yakalıyor.” Michael Cunningham
“Bir kar fırtınasının sessiz telaşı ile yağan bir kitap.” Jhumpa Lahiri
“Her arayış insanın kendisinin arayışıdır. Bajani'nin kitabında oğul kayıp annesini arıyor; ve arayışına Batının açgözlü ve bencil güçleri eşlik ediyor. Bajani bilge, lirik, estetik bir şekilde oluşturulmuş bu romanıyla uzun süre okurların hafızalarına kazınacak. Ben elimden bırakamadım.” Alberto Manguel
“Borgesçi bir kısalık ve aynı zamanda büyük bir yoğunluk. Nadir güzellikteki bir kitap”. Enrique Vila-Matas
“Bu şekilde bir yazı beni mutlu ediyor, beni rahatlatıyor; çünkü bu biçim direnişin ta kendisi.” Antonio Tabucchi
“Canınızı acıtan ama sevdiğiniz birisi öldüğünde ne olur? Bu kitabın sorusu bu. Yabancılaşmış bir anne oğul ilişkisi en güzel şekilde resmediliyor. Anne kimdi, söylenmemiş ne kaldı, bu figürdeki gizemler çözüldü mü? Anneden oğula ne kaldı? Tüm bu soruların etrafında örülmüş gizemli bir roman.” Nick Flynn
“Kısa, stoacı ve gerçekçi bir roman; çaresizlik ve sevgi arasında dokunan, kayıp anneye yönelen bir halüsinasyon. Unutulmaz bir kitap bu. Yazarın parça parça şafağı söküşünü izliyoruz.” Mircea Cartarescu
“Büyük bir lütuf ve sakinlikle yazılmış Sen Suçların Hesabını Tutsan. Kayıpla, annenin kaybıyla uğraşıyor. Her imge ve an keskin bir gerçeklik hissi ile yoğrulmuş. Geçmiş ve şimdi arasındaki bağ yetenekli bir şekilde dramatize ediliyor. Nihayetinde hiçbir şey kaybolmamış, her şey kayda geçmiş oluyor.” Colm Tóibín
“İtalya'nın en büyük yazarlarından birisi Bajani. Bu kitap bir mücevher; onu okuyup bitirdiğinizde kalp hizanızda tutacaksınız.” Andrew Sean Greer
Arka Kapaktan:
Evden ayrılmaların daha ben küçükken başladı. İlkinde, hayatlarını başka bir yerde yeni baştan kurmayı seçen arkadaşlarını ziyarete gitmiştin. Bir gece önce benim için bir kâğıda dünyayı çizmiş ve bana tam olarak nereye gideceğini göstermiştin. Bana Biz buradayız ve yarın ben bu aşağıdaki noktada olacağım, demiştin. Eline kırmızı bir kalem alıp bizim evden o noktaya uzanan bir çizgi çekmiştin. Bu bir köprü olsun, yarın da benim nehrin karşı yakasına geçeceğimi düşün, demiştin. Bu yüzden köprünün altındaki her yeri maviye boyamış, Avrupa'yı tamamen sular altında bırakmıştık. Sonra da o kâğıdı bir bantla buzdolabının kapısına asmıştık ve o kâğıt orada yıllarca kalmıştı...
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 105,56 | 105,56 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.